Hidrojenli su, veya diğer isimleriyle hidrojen yönünden zengin su, hidrojen eklenmiş su yada hidrojen suyu içerisine hidrojen gazı eklenmiş sudan oluşmaktadır.
Hiç “Hidrojen” kelimesinin nereden geldiğini düşündünüz mü? “Hidrojen” kelimesi Yunanca da su oluşturan iki elementten biri anlamını taşıyan “Hidro” (su) ve “genes” (oluşumu) kelimelerinin birleşimi ile oluşmaktadır. “Hidrojen Gazi” anlamına gelen “Hidrojen” kelimesi ilk defa modern kimyasının babası olarak anılan Fransız bilim insanı Antoine Lavoisier tarafından kullanılmıştır.
Hidrojen ve Tıp biliminin beraber kullanıldığı ilk yazı 18. Yüzyılda yayımlanmıştır. 1992 yılında suyun mucizevi iyileştirme gücü hakkında birçok bilgi yayılmaya başlamıştır. Almanya’da bulunan Nordenau kaynak suyunun inanılmaz faydaları Alman Balkomin tarafından 1992 yılında bulunmuştur. Balkomin’in çalışmalarına göre bu suyun sağlığa inanılmaz faydaları olduğu ortaya çıkmıştır. Bu süreçte birçok uluslararası gazetecinin ve TV kanalının odak noktası olmuştur. Buna ek olarak, dünyanın dört bir yanında moleküler biyoloji üzerine çalışmakta olan tıp uzmanları ve bilim adamları Nordeanau kaynak suyunun yapısıve insan vücudundaki etkileri üzerine çalışmalar yapmıştır. Çalışmalar sonucunda Nordeanu kaynak suyunun büyük oranda hidrojen bulundurduğu ortaya çıkmıştır.
2007 yılında, I. Ohsawa ve diğerleri liderliğindeki bir Japon bilim insanı ekibi, Hidrojen gazının solunduğunda terapötik bir antioksidan görevi görebileceğini ve vücut hücrelerini Serbest Radikallerden koruyabileceğini keşfetti. Araştırma ve sonuçlarıilk olarak Natura Medicine’ de (2007) yayımlandı. Dönüm noktası niteliğindeki bu yayın, dünya çapında potansiyel sağlık faydalarına olan ilgiyi artırdı ve bazı çığır açan araştırmalara yol açtı. Araştırmanın yayımlanmasından bu yana, hidrojenin 170’den fazla hastalığa ve insan vücudundaki tüm organlara olan etkileri üzerine 1,000’den fazla araştırma yapıldı.
Moleküler Hidrojen Enstitüsü (MHI) 2013 yılında Tyler LeBaron tarafından kuruldu. MHI, moleküler hidrojen biliminin en önde gelen otoritesi olup ana hedefleri, hidrojen araştırmalarını ilerletmek, teşvik etmek, eğitmek ve halka duyurmak ve hidrojen araştırmaları ile hidrojen ürünlerinin bütünlüğünü korumaktır.
Moleküler Hidrojen (H2), doğal olarak oluşan 2 hidrojen atomundan meydana gelmektedir. İki atomdan oluşan bileşimi sebebiyle, evrendeki en küçük ve en bol molekül olarak bilinmektedir. Bulunan en küçük molekül olması sayesinde, hidrojen kan beyin bariyeri de dahil olmak üzere insan vücudunda bulunan hücrelere ve dokulara nüfuz edebilmektedir.
Hidrojen renksiz, kokusuz, toksik olmayan bir gazdır ve insan hastalıkları için çok sayıda terapötik faydası bulunmaktadır. Faydalarından bazıları arasında güçlü bir antioksidan (ve seçici anti-oksidasyon), anti-inflamatör, anti-apoptoz (anti-hücre ölümü) ve anti-alerjen olması bulunmaktadır. Yutma, soluma, enjeksiyon, deri üzerine püskürtme veya banyo yoluyla absorbe etme gibi hidrojeni kullanmanın çeşitli yöntemleri bulunmaktadır.
